Archive for Ocak 2015

Aday Seçimi-2

Tematik Algılama Testi;

Bu test esnasında size bir resim gösterilir. Bu resmi yorumlamanız istenir. Resmin sizde uyandırdığı duygular öğrenilmek istenir. Bu metot pratikte çok fazla görülmeyen yöntemdir.

Online yapılan testlerin bazı avantajları ve dezavantajları vardır, biraz da bunlardan söz etmek istiyorum. İlk olarak yaygın kullanımı ve her pozisyon için uygun oluşu en önemli avantajlarındandır. Bu testler anında çözümleme ve raporlama imkanı sunarlar. Diğer taraftan, aday bu soruyu ne zaman cevapladı, bu soruyu cevaplamak için ne kadar süre tüketti gibi bazı noktaları gözlemlememizi sağlar. Online testler işe alım gerçekleştiren firmaya farklı seçme yöntemleri sunar. Kullanımının kolay olması ve internet ve bilgisayar olan her yerden erişilebilmesi ise bir başka olumlu noktasıdır. Bunların yanında adayın testi hangi durumda, tek başına mı yanından birilerinden yardım alarak mı tamamladığı konusunda hiç bir kontrol mekanizması yoktur.


Mülakat

     Adaylarla birebir yapılan görüşme ise mülakatların mutlaka kullanılan bir bölümüdür. Bu görüşmelerin de belirli bir yapısı vardır. Görüşmeci adayın heyecanını azaltmak için mutlaka adayla başlangıçta gayri resmi bir konuşma yapmalı, ona bazı sorular sormalı bu sorular ise” Nasılsın?, Binamızı kolay buldun mu? Vb.” tarzında olmalı. Daha sonra görüşmeci adaya, başvurduğu iş ve şirket ile alakalı küçük bir sunum yapar.  Bu sunum sırasında aday dinleyici konumda olacağı için heyecanı gittikçe azalacaktır, ve yeni girmiş olduğu görüşme ortamını benimseyip biraz daha rahatlayacaktır. Adayın heyecanını azaltmak görüşmenin sağlığı açısından gayet önemlidir, çünkü esas nokta görüşme sırasında adayı tam olarak tanımaktır, onu tuzağa düşürmek veya paniklettirmek değildir. Adayların böyle görüşmeler esnasında heyecanlarının azaldığında kendilerini daha açık bir şekilde ifade edebildikleri görülmüştür. Bundan sonraki aşamada ise adayın kendisini tanıtması istenir. Adaya” neden buradasın, hedefin nedir, ileride kendini nerede görüyorsun” tarzında klasik mülakat soruları sorulur.   Profesyonel görüşmelerde hem aday hem de görüşmeci karşılıklı akıllarında bulunan soruları birbirlerine yöneltebilmelidirler. Klasik görüşmelerin dışında aday da aynı şekilde “Beni neden buraya davet ettiniz?, Şirket bana ne sunuyor?, Nasıl bir işverensiniz?, Diğer şirketlerden sizi ayıran nedir?“ tarzında sorular sorabilmelidir.

     Görüşmecinin adayın yeteneklerini değerlendirebilecek bazı konularda sorular sorması gerekir. “İşinizin önemli olduğunu düşünüyor musunuz? Nedenini açıklayınız.” tarzında sorulabilecek bir soru adayın stratejik düşünme yetileri hakkında bizlere bazı bilgiler verebilir. Adayın diğer personellerle olan iletişimine dair bilgi sahibi olmak için de sorular sorulması gerekmektedir. Örneğin adaya “Daha önce çalıştığın firmada bir çatışma ortamı oluştu mu? Sen bu ortamda nasıl bir taraf aldın? Bunun sonucu ne oldu?” şeklinde bir soru sorulabilir.

Çoklu Görüşmeler


     Görüşme daveti alan adayla ilk görüşmeyi İK personeli gerçekleştirir. Adaya tipik İK soruları sorulur. Aslında bu aşamada adayın daha çok motivasyonu ölçülür. Daha sonra ise beraber çalışacağı Müdür veya Uzman ile görüşmesi sağlanır, takım çalışmasına yatkın olup olmadığı da bu aşamada değerlendirilir. En son olarak da Teknik bir uzmanla görüşür ve bu görüşmede adayın yeteneği ve yetkinliği gözlemlenir.

Değerlendirme Merkezleri

    Daha önce de bahsettiğimiz gibi Değerlendirme Merkezleri aday seçimi aşamasında kilit bir göreve sahiptir, çünkü bu testler güvenilir, sade, anlaşılır ve objektiftir. Bu Testlerde birçok aday aynı oda da yer alır, aday yalnız değildir, Ortalama 6-15 kişi arası olabilir. Değerlendirmeler tüm gün boyunca sürebilir. Psikologlar ve eğitmenler tarafından gözlem altında tutulur bütün adaylar. Değerlendirme merkezlerinin asıl amacı adayın tüm özelliklerini görmektir, bunun da bir çok metodu vardır. Adaylara Gün boyunca birçok aktivite yaptırılır. Burada çoklu kelimesi önemlidir, çünkü değerlendirme merkezlerinin temelinde de “çoklu” kelimesi vardır. Çünkü her aşamada çoklu adaylar, çoklu aktiviteler,çoklu değerlendirenler vardır. Yani objektif olabilmek için tek elden değil de çoklu değerlendirenler ile görüşmeler yapılır. Burada aslında her değerlendiren bir adayı takip ediyordur. Bu merkezlerin adaylar için bazı dezavantajları vardır. Aday bu testlerin birçoğuna tam olarak hazır değildir. Her görüşmeciyle göz teması kurmak çok zordur. Sizden istenilenleri ön çalışma olmadan iki dakika içerisinde anlatabilmek, bunu yaparken de düzgün bir dil kullanmak gerçekten zor bir iştir. Değerlendirenler açısından baktığımızda onların hangi adayı gözlemleyecekleri belli olduğu için onlar bazen tek bir aday üzerine yoğunlaşabilirler.

Puanlandırmalar

   
   Burada yine farklı adaylar, farklı değerlendirenler tarafından farklı noktalardan puanlanır. Bu değerlendirmelerin Objektif olması en önemli özelliğidir. Güvenilirdir ve çoklu kriter, alıştırma ve değerlendiren içerir. Adaylar arasında bir karşılaştırma yapılabilir bu testler sayesinde. Yapılan tüm bu Değerlendirmelerin saydamlığı katılımcılar tarafından da görülebilir.

Korelasyon

    Korelasyon, iki değişken arasındaki ilişkidir. Bu değerlendirmelerin Objektif, geçerli ve güvenilir olduklarını da korelasyon aracılığıyla öğrenebiliriz. Para ve mutluluk değişkenlerini ele aldığımızda, para arttıkça mutluluk da onunla birlikte doğru orantıda artıyorsa, her ikisine paralel olarak, ortaya çıkan sonuç ikisinin arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunu gösterir.



Aday Seçimi -1

İşe Alım Süreci
Her şirkette emeklilik, işten ayrılma, kaza vb. gibi sebeplerle boşalan pozisyonların mutlaka başkaları tarafından doldurulmaları gerekir. Bu pozisyonlara ise zaman zaman-günümüzde her zaman- birden fazla aday başvurur. Bu noktada ise kurumun en etkili elemanı alabilmesi için iyi bir işe alım politikası izlemesi gerekir.

Kurumun tüm bunlara başlamadan önce nasıl bir eleman aradığını bilmesi buna göre adaylar arasından seçim yapması izlemesi gereken ilk adımdır.  Aslında daha sonraki konularda daha detaylı bir şekilde değineceğimiz  iş analizi bu işe başlamak kullanmamız gereken en önemli elemandır. İş analizi sayesinde işin doğasını, kimler tarafından yapılması gerektiği ve bu kişilerin taşımaları gereken özellikler hakkında bilgi sahibi oluruz. Kişilerin taşıması gereken nitelikler, iş analizinde oldukça hassas bir mevzudur o işin analizini yaparken, çünkü bütün pozisyonların mutlaka karşılaşabilecekleri acil veya kritik öneme sahip durumlar vardır ve bu anlarda çalışanın bir tepki vermesi beklenir. Bir restoranda çalışan bir garsonu ele alalım. Müşteriler sabırsız ve yemekleri beğenmiyor olabilirler yada bir grup sarhoş gelip ücret vermeden bir şeyler ısmarlamak istiyor olabilir. Garsonun bu durumlarla başa çıkabilecek temek yetkinliğe de sahip olması beklenir. Yani görevi sadece servis yapması veya masadaki boş tabakları toplaması değildir. İş analizinde aynı zamanda işin tanımı da yer alır. Kimin ne iş yapacağı bu tanımlarla belirlenmiştir. Buna rağmen her zaman iyi bir fikir olmayabilir bu analizler, çünkü bir başkasından yapmasını istediğiniz bir işi o kişi benim iş tanımımda bu yazmıyor diyerekten reddedebilir, bu da işin işleyişi konusunda sıkıntılar yaratır.

İşe alımlarda bir aday incelenirken, ilgili adayın niteliklerinin her birisi aslında ayrı bir önem taşır. Adayın yaşından, tecrübelerine, cinsiyetinden, mezun olduğu okula kadar hepsi ayrıca önemlidir ve bir başka aday karşısında ona bir avantaj sağlayabilir. Bazen de işe alımı gerçekleştiren kişinin veya kurumun ön yargıları olabilir. Bazı görüşmeciler ilk etkileşime çok önem verirler, başlangıçta adayı nasıl gördülerse o şekilde yargılar ve bunu devam ettirirler. Aynı şekilde önümüze çıkan bir başka ön yargı ise genelleştirmedir. Adayların mülakat süreçlerinde yine zıtlık etkisi ve karşılaştırma yine görülebilecek ön yargılardandır. Bu ön yargılar zaman zaman doğru adayı refetmemiz, yanlış adayı kabul etmemizle de sonuçlanabilir. Bunlardan kaçmak için de bazı metotlar kullanılır işe alım süreçlerinde. Biraz da bunların üzerinde duralım.

İşe alım süreci aslında bir eleğe benzer ve her geçen aşamada eleğin delikleri iyice daralır. Adaylar ilk olarak işe başvuru yaparlar. Kurum bu adaylar arasından bir ön seçim yapar ve kalanlar ile birlikte bir sonraki aşamaya geçer. Bu aşama da telefon görüşmesi veya test şeklinde geçer, burada da elenenler olur ve kalanlarla bir sonraki aşama Değerlendirme Merkezine geçilir. Bu safha aslında en objektif olan safha diyebiliriz, çünkü bu safha da adayların yeteneklerini öğrenmek için bilimsel testler yapılır.  Kişilik testleri bunlardan en önemlileridir aslında. Bu test ile adayın karakter özellikleri ortaya çıkar. Adayın sadakati, örgüt kültürü, dürüstlüğü vb. gibi özellikleri yine bu testlerle ortaya çıkar. Bir diğer test ise Yetenek testidir, bu testte ise adayın başvurduğu iş ile ilgili sahip olduğu yetenekler sınanır. Örneğin Saha Koordinatörlüğü pozisyonuna başvuru yapan bir adaya analitik işlem yeteneğini ortaya koyabileceği testler verilir. Akıllara bütün mesleklerle ilgili Yetenek testleri hazırlamak zor olmaz mı sorusu gelebilir. Bu noktada ise hizmet veren profesyonel firmalar mevcuttur. En sonunda ise tüm eleklerden geçen adaya iş teklifi yapılır. Bazı pozisyonlar için Zeka Testleri de yine işe alım süreçlerinde kullanılan başka bir metottur.

İnsan Kaynakları Yönetimi Sorunlu Çalışanlarla Nasıl Başeder?


    Her ofiste veya çalışma ortamında mutlaka moralleri bozan , enerjiyi aşağıya çeken sorunlu çalışanlar vardır. Bunları bazen kalabalık içerisinden seçip almak kolay olmaz ama çalışma gücüne verdikleri zarar inanılmaz derecede yüksektir. Bir virüs düşünün, bilgisayarın arka planında sürekli çalışıp programların çalışmasını aksatan. İşte bu tipte çalışanlarda aynı gıdayla beslenir, tıpkı bir virüs gibi çalışılanları enerjilerini gün be gün aşağıya çeker.

 

  Peki kimdir bu insanlar? Bu insanlar aşağıdaki davranışları alışkanlık haline getirmiş olan çalışma arkadaşlarımızdır.


         Sürekli şikayet edecek bir şey bulur, çalışma arkadaşlarının hatalarını abartır.
    • Dedikodu yapmayı işinin bir parçası görür,
  • İş arkadaşlarının peşinden konuşur,
  •   Müdürünün görevlerini 
küçümser, hiç bitmeyecek bir şekilde her yaptığını eleştirir,

  Bu davranışların psikoterapi, din veya beyin nakli ile çözülebileceğini biliyoruz, ama bugün müdürlerin psikolog, imam veya bir beyin cerrahı olmadığı gibi de dramatik bir bilgi var elimizde. Sonuçta yine de bu çalışanların üstesinden gelmeyi başarmak zorundadırlar. Bunun için neler yapmalıdırlar, biraz da onlara göz atalım.

Cevabı bulunması gereken 4 önemli soru

    Yapılması gerekenler konusunda ilk olarak İK uzmanının çalışanın davranışıyla ilgili sert tartışmalardan kaçınması önemli bir noktadır. Sorulması gereken önemli sorular ise şu şekildedir;

     •  Çalışanın standartların dışındaki davranışları nelerdir?
     •  Çalışanın bu davranışlarının etkisi nedir?
     •    Bu bireysel davranışların kendisiyle beraber çalışanlar üzerinde  
     bıraktığı etki nedir?
    •   Bu kişi eğer kabul ettiğimiz standartlara göre hareket etseydi, 
     bunun moral ve verimliliğimiz konusundaki farkı ne olurdu?

       İK uzmanı ilk olarak kişinin bu davranışlarını belirlemeli ve bundan sonra aynı davranışları gösterdiği taktirde tolerans gösterilmeyeceğini belirtmelidir.

         İnsan doğasında olduğu üzere çalışanın yaptığı kötü bir davranışlarla ilgili kendisiyle sert tartışmalardan kaçınırız, ama bu işleri daha da kötüye götürecektir. Mutlaka kendisiyle bir  şekilde konuşmak gerekir. Bu durumda yapmamız gereken kendisiyle konuşmadan önce bir tartışma hazırlamak. Tartışma esnasında karşı karşıya kalınabilecek durumlarla ilgili öneriler ise şöyle:

    Ne istediğiniz belli olsun. Genelde tartışmalarda yapılan yanlışlardan birisi de kişiyle ne istediğimizi belirtmeden konuşmak. Örneğin; “ Bu davranışını beğenmedim, bunu değiştirmeni istiyorum” cümlesi çalışan için hiç bir şey ifade etmeyecektir. Onun yerine “ Müşterilerin arkasından bu şekilde konuşman doğru değil. Böyle yaparak müşteri hizmetlerinde diğer çalışanları da etkiliyorsun. Bundan böyle, müşteri ilişkileri hakkında yapıcı bir şeyler söylemeyeceksen, hiç konuşma lütfen” gibi bir cümle ile karşısına çıkmak daha etkili olacaktır.
 
    “biz” demeye çalışın. “bir sorunumuz var” veya değişikliğe ihtiyacımız var” diyerek konuşmaya başlamalıdır uzman. Kapsayıcı bu cümlelerle kişi şahsının değil yaptığı eylemin sıkıntı yarattığının farkına varacaktır. “sen” ile başlayan cümleler genellikle tartışmayı negatif yönde sonuçlandırmışlardır.

   “ama” yerine “ ve” kullan. Genel olarak bir kişiyi eleştirmeden önce onun iyi yaptığı bir işi de söyleriz ki kişiyi tamamen kaybetmeyelim. Bu anlamca olumlu ve olumsuz iki cümleyi birbirine bağlamak için de sürekli “ama” bağlacını kullanırız. Kullanmamız gereken daha etkili bir bağlaç var o da “ve” bağlacıdır. Örneğin; “Gerçekten güzel iş çıkarıyorsun ve seninle müşterilere daha fazla saygı konusunda da konuşalım biraz.”
 

"Çalışanlar Tatillerde Daha Stresli Hissediyor"


Tatilleri seviyoruz, Cuma günleri vazgeçilmezlerimizden, buna rağmen tatillerin insanlar üzerinde daha fazla strese sebep olduğunu biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum Virgin Pulse adlı Çalışan sağlığı konusunda öncü bir şirketin araştırması sonucu konu hakkında bilgi sahibi oldum.








  Çalışanların %70’i kendilerini tatil zamanında daha stresli hissediyorlar. Geriye kalan kesimden %10 ise tam olarak stresli değil ama rahat da hissetmediklerini söylüyorlar. Yani neredeyse çalışanların %80’ninden bahsediyoruz, oldukça büyük bir rakam. Tabii bu araştırmanın daha çok Aralık sonu ve Ocak başında gerçekleşen Noel tatilini kapsadığını söylemeden geçmeyelim.







  Çalışanların %64’lük bir kesiminin verdiği cevaba göre tatil kaynaklı stres dikkatlerini dağıtıyor ve işlerine konsantre olmalarını zorlaştırıyor. %30’luk bir güruh ise bu dönemlerde daha kaygılı oluyor ve bu da yaptıkları iş kalitesini doğrudan etkiliyor.  



Peki bu stresin arkasında ne var?



  Tatillerin bitmek bilmeyen zorunlulukları vardır ki bu konu çalışanların en fazla veryansın ettikleri noktadır.


  •          %65 yapılması gereken aktivitelerin ve hediye alıp vermenin stresin ana stresi olduğunu belirtiyorlar.
  •        %60lık bir kesim tatilde çok fazla masraf yapmaktan korkuyor.
  •         Çalışanların %44’ü ise kalabalıkların ve mağazaların büyük bir stres kaynağı olduğunu belirtiyorlar.


Tatil zamanlarında sağlık ise gerektiği kadar önem verilmeyen bir konu olarak ele alınmış araştırmada.


  •        Çalışanların %71’i bu dönemlerde sağlıksız gıdaları daha fazla tükettiklerini söylüyor.
  •        Azımsanamaz %59’luk kesim ise tatil zamanları verimli uyuyamadıklarından şikayet ediyor.


Peki sizde durum nedir?

Kaynak:http://www.virginpulse.com/

İK Uzmanlarının Özgeçmişlerde Okumaktan Bıktığı Kelimeler

 



Herhangi işe başvurun veya başvurmayın, eğer ergenlik çağını atlattıysanız, mutlaka bir CVniz vardır. Bu CVler yazılırken kimi zaman bir uzman kurumdan yardım alınır kimi zaman ise bire kendi başına kağıda döker geçmişini. Madalyonun diğer tarafında ise CVleri okuyup değerlendiren İK uzmanları vardır. O kadar çok CV okuyup değerlendirmişlerdir ki, bazı kelimeler ve kelime öbekleri onlar için artık can sıkıcı hale gelmeye başlamıştır. Bugün biraz bunlara bakalım.


Harris Poll Career Builder adına gerçekleştirmiş olduğu gerçekleştirmiş olduğu araştırmada 2,201 İK uzmanıyla yaptığı görüşme sonucu aşağıdaki sonuçları elde etmiş. Size önerimizi iş ararken bu terimleri daha az kullanmanız.

Sonuçlar:

    Alanında en iyi: 38%
    İş bitirici: 27%
    Faklı açıdan bakma: 26%
    Sinerji: 22%
    Liderlik: 16%
    Ek değer: 16%
    Sonuç odaklı: 16%
    Takım oyuncusu: 15%
    En alt seviye: 14%
    Çalışkan: 13%
    Stratejik düşünen: 12%
    Dinamik: 12%
    Kendi kendini motive eden: 12%
    Detaylara önem veren: 11%
    Proaktif: 11%
    Performans: 10%

Bunların yanında insan kaynakları uzmanlarının okumaktan hoşlandığı özellikler de kendisine bu araştırma da yer bulmuş. Kısaca onlara da göz atmak gerekirse;

    Elde edildi: 52%
    Geliştirildi: 48%
    Öğrenildi/danışıldı: 47%
    Yönetildi: 44%
    Yaratıldı: 43%
    Çözüldü: 40%
    Gönüllü olundu: 35%
    Etkiledi: 29%
    Azalttı/düşürdü: 28%
    Fikirler: 27%
    Uzlaşıldı: 25%
    başlatıldı: 24%
    Gelir/Kâr: 23%
    Bütçenin altında: 16%
     Kazandı: 13%

Her iki listeyi karşı karşıya getirdiğimizde, birinci listedeki terimlerim reklam üzerine olduğu, ikinci listedeki terimlerin ise tamamlanmış işler üzerine olduğu gayet açıktır. İnsan Kaynakları Uzmanlarının ise CV’nin ne dediğini değil sizin ne yapabildiğinize baktığını göz önüne alırsak, ikinci listeden faydalanmak bize belki iyi bir iş kazandırabilir.

Kaynak;
http://www.careerbuilder.com/share/aboutus/pressreleasesdetail.aspx?id=pr809&sd=3/13/2014&ed=03/13/2014

Ben de yazar olmak istiyorum!

Eger sizler de blogumuzda yazar olmak ve İK Yönetimi hakkında yazılar yazmak istiyorsanız, yazdığınız yazıları ve mahlasınızı kocaoglubaris@hotmail.com adresine e-mail gönderin. Yayınlayalım.

- Copyright © Tek sermayemiz, kendimiz - - Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -