Yazan : Unknown 13 Ocak 2015 Salı


    Her ofiste veya çalışma ortamında mutlaka moralleri bozan , enerjiyi aşağıya çeken sorunlu çalışanlar vardır. Bunları bazen kalabalık içerisinden seçip almak kolay olmaz ama çalışma gücüne verdikleri zarar inanılmaz derecede yüksektir. Bir virüs düşünün, bilgisayarın arka planında sürekli çalışıp programların çalışmasını aksatan. İşte bu tipte çalışanlarda aynı gıdayla beslenir, tıpkı bir virüs gibi çalışılanları enerjilerini gün be gün aşağıya çeker.

 

  Peki kimdir bu insanlar? Bu insanlar aşağıdaki davranışları alışkanlık haline getirmiş olan çalışma arkadaşlarımızdır.


         Sürekli şikayet edecek bir şey bulur, çalışma arkadaşlarının hatalarını abartır.
    • Dedikodu yapmayı işinin bir parçası görür,
  • İş arkadaşlarının peşinden konuşur,
  •   Müdürünün görevlerini 
küçümser, hiç bitmeyecek bir şekilde her yaptığını eleştirir,

  Bu davranışların psikoterapi, din veya beyin nakli ile çözülebileceğini biliyoruz, ama bugün müdürlerin psikolog, imam veya bir beyin cerrahı olmadığı gibi de dramatik bir bilgi var elimizde. Sonuçta yine de bu çalışanların üstesinden gelmeyi başarmak zorundadırlar. Bunun için neler yapmalıdırlar, biraz da onlara göz atalım.

Cevabı bulunması gereken 4 önemli soru

    Yapılması gerekenler konusunda ilk olarak İK uzmanının çalışanın davranışıyla ilgili sert tartışmalardan kaçınması önemli bir noktadır. Sorulması gereken önemli sorular ise şu şekildedir;

     •  Çalışanın standartların dışındaki davranışları nelerdir?
     •  Çalışanın bu davranışlarının etkisi nedir?
     •    Bu bireysel davranışların kendisiyle beraber çalışanlar üzerinde  
     bıraktığı etki nedir?
    •   Bu kişi eğer kabul ettiğimiz standartlara göre hareket etseydi, 
     bunun moral ve verimliliğimiz konusundaki farkı ne olurdu?

       İK uzmanı ilk olarak kişinin bu davranışlarını belirlemeli ve bundan sonra aynı davranışları gösterdiği taktirde tolerans gösterilmeyeceğini belirtmelidir.

         İnsan doğasında olduğu üzere çalışanın yaptığı kötü bir davranışlarla ilgili kendisiyle sert tartışmalardan kaçınırız, ama bu işleri daha da kötüye götürecektir. Mutlaka kendisiyle bir  şekilde konuşmak gerekir. Bu durumda yapmamız gereken kendisiyle konuşmadan önce bir tartışma hazırlamak. Tartışma esnasında karşı karşıya kalınabilecek durumlarla ilgili öneriler ise şöyle:

    Ne istediğiniz belli olsun. Genelde tartışmalarda yapılan yanlışlardan birisi de kişiyle ne istediğimizi belirtmeden konuşmak. Örneğin; “ Bu davranışını beğenmedim, bunu değiştirmeni istiyorum” cümlesi çalışan için hiç bir şey ifade etmeyecektir. Onun yerine “ Müşterilerin arkasından bu şekilde konuşman doğru değil. Böyle yaparak müşteri hizmetlerinde diğer çalışanları da etkiliyorsun. Bundan böyle, müşteri ilişkileri hakkında yapıcı bir şeyler söylemeyeceksen, hiç konuşma lütfen” gibi bir cümle ile karşısına çıkmak daha etkili olacaktır.
 
    “biz” demeye çalışın. “bir sorunumuz var” veya değişikliğe ihtiyacımız var” diyerek konuşmaya başlamalıdır uzman. Kapsayıcı bu cümlelerle kişi şahsının değil yaptığı eylemin sıkıntı yarattığının farkına varacaktır. “sen” ile başlayan cümleler genellikle tartışmayı negatif yönde sonuçlandırmışlardır.

   “ama” yerine “ ve” kullan. Genel olarak bir kişiyi eleştirmeden önce onun iyi yaptığı bir işi de söyleriz ki kişiyi tamamen kaybetmeyelim. Bu anlamca olumlu ve olumsuz iki cümleyi birbirine bağlamak için de sürekli “ama” bağlacını kullanırız. Kullanmamız gereken daha etkili bir bağlaç var o da “ve” bağlacıdır. Örneğin; “Gerçekten güzel iş çıkarıyorsun ve seninle müşterilere daha fazla saygı konusunda da konuşalım biraz.”
 

Leave a Reply

Subscribe to Posts | Subscribe to Comments

Ben de yazar olmak istiyorum!

Eger sizler de blogumuzda yazar olmak ve İK Yönetimi hakkında yazılar yazmak istiyorsanız, yazdığınız yazıları ve mahlasınızı kocaoglubaris@hotmail.com adresine e-mail gönderin. Yayınlayalım.

- Copyright © Tek sermayemiz, kendimiz - - Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -